☆
HER SON BİR BAŞLANGIÇ İSE HER BAŞLANGIÇ BİR UMUTTUR
☆ |
HİKAYELER
Gecenin içinde dolandı hüzün yüreğime
Ertelenmiş bir sevgi borçlusun bana hayat, sımsıcak kavuşmalar borçlusun. Hiç bir zaman karşı çıkmadım sana. Yürekleri sararmış insanların içinde yaşadığım acılar var ve onlar kadar varoldum. Yaşayamadığım acılarıda yaşatacaksın biliyorum zamanı geldiğinde, ama yinede yalnızlığımla yaşıyorum seni. İşte senin farkında olmadan yarattığın eserim ben. Karşındayım. Desemki terk edip gidiyorum sendeki yaşanmışlıkları, umursarmısın acaba. Anlasana ertelenmiş bir sevgi borçlusun bana hayat. Denizi mavi olarak görmüştüm ilk kez, bulutları ise beyaz olarak hatırlıyorum hala. Öptüğüm ilk kişi kayıtlardan silindi, utanarak dokunduğum ilk el ise hala kayıp. sorgulayamadığım sadece çocukluğum kaldı, birde masumca seven yüreğim ve gecenin karanlığı kaldı. Diğer tüm değerler ise kayıp gitti ellerimin arasından. Şimdi ise hiçbirşeyim yok. Bana inat tüm yaşattıkların hep şahitsiz, soğuk, hep buruk gülüşmelerde kaldı. Tüm geçmişime, tüm bu satırlara inat, sakın unuttum sanma, bir deli sevda borçlusun bana hayat…
KALBİME İYİ BAK
Genç kiz feci bir hastaligin penceçsinde kivraniyordu.
Yarali kalbi artik bu dünyaya daha fazla dayanamamaya baslamisti.
Çok zengin olan ailesim tüm gazetelere, kalp nakli için ilan vermislerdi...
Canini feda edecek birini ariyorlardi...
Genç kiz ise hergün hastahane odasinda biraz daha solmaktaydi.
Yine yalnizdi odasinda, gözü yasli, boynu bükük ölümü bekliyordu...
Gözlerini kapadi, bu küçük odada gözyasi dökmekten bikmisti...
Yinede engel olamadi pinar gibi çaglayan gözyaslarina.
Sevdigi geldi aklina, fakir ama onu seven sevgilisi...
Hergün ayni seyleri düsünüyor, anilari bir film seridi gibi gözünün önünden geçiyordu... '
Param yok ama sana verebilecegim sevgi dolu bir kalbim var' demisti delikanli...
Genç kizda zaten baska birsey istemiyordu...
Sevgiye muhtaçbiri, sevdiginin sevgisinden baska ne isteyebilirdi ki...
Ama olmamisti iste, dünyalar kadar olan sevgilerinin arasina,
o lanet olasica para girmeyi bilmis, onlari ayirmisti...
Iste paranin geçmedigi zamanlara gelmislerdi..
Ne önemi vardi artik ? Su son günlerinde, sevdigi yaninda olsa yeterdi...
Ayriliklarindan bu yana 5 bitmeyen, çile dolu yil geçmisti...
Her günü zehir, her günü hüsran...
Ama genç kiz hep sevgisini yüreginde tasimis, kalbini kimseyle paylasmamisti.
Sevdigini düsündü iste o an.. Acaba o neler yapmisti bu kadar sene boyunca..
Kimbilir kiminle evlenmis, çoluk çocuga karismisti...
Gözlerinden bir damla yas daha damladi kurumus, bitmis ellerine.
Ellerine bakti, bir zamanlar ellerinin, elerini tuttugunu hayal edip, her gün saatlerce ellerini seyrederdi...
En çokta saçlarinin dökülmesine üzülüyordu. Çünkü sevdigi öpmüs, koklamisti onlari.
Her bir tanesi koptugunda, kalbine bir ok daha saplaniyordu.
Kalbi yine sizlamaya baslamisti..
Belki sevdigi yaninda olsa, kalbi bu kadar yorulup, veda etmezdi yasama...
Zaten artik ölüm umrunda degildi genç kizin. Sevdiginden ayri yasamanin ölümden ne farki vardi ki..
Tekrar o geldi aklina... Keske keske yanimda olsa dedi.
Son bir kez elini tutsa yeterdi. Gözlerini son bir kez öpse, rahatça ebediyen gözlerini kapatabilirdi artik...
Gözleri pinar gibi çaglamaya basladi. Sevdigini son bir kez göremeden ölmek istemiyordu..
Ufakta olsa ondan bi hatirasini almadan bu dünyadan göçmek istemiyordu...
Oysa sevdigi, kimbilir kiminle beraberdi...
Kendi sevgi dolu kalbinin kimseyle paylasmayi düsünmemisti bile, ama acaba o paylasmis miydi ?
Onun sevgisini silmis atmis miydi acaba kalbinden ?
Içi birden nefretle doldu. Üstüne büyük bir agirlik çöktü. Onu düsündükçe her dakikasinin
zehir olmasi artik çok daha agir geliyordu genç kiza...
Ölmek istedi, artik yasamak istemiyordu bu dünyada..
Ama sevdiginden bi hatira almadan ölmeyecegine and içmisti.
Tekrar gözlerini açti. Kimbilir belkide sevdigi onu unutmustu..
Bu düsünceler içinde derinlige daldi... Birden babasi girdi odaya,
kizina kalp nakli için bir gönüllü bulduklarini müjdeleyecekti.
Fakat genç kiz çoktan uykuya dalmisti..
Bir melegi andiran masum yüzü, sevdiginin özleminden sirilsiklamdi...
O gece biri gözlerini dünyaya kapadi, genç kiz ameliyata alindi.
Tekleyen ve görevini yerine getirmeyen kalbi degistirilmisti.
1 hafta sonra tekrar gözlerini açti dünyaya genç kiz.
Ama dünya daha farkli geldi ona. Sanki birseyler eksikti...
Aradan aylar geçmis genç kiz artik iyice iyilesmisti.
Ama içindeki buruklugu bir türlü atamiyordu.
Sevdigi aklina gelince kalbi eskisinden daha çok sizliyordu..
Bir kere, bir kere görebilsem diye mirildandi...
Kalbi yine sizlamaya baslamisti.
Yeni kalbi onu iyilestirmisti ama nedense her gece aniden hizlaniyor,
onu uykusundan uyandiriyor ve sanki yerinden çikacakmis gibi atmaya basliyordu...
Genç kiz bir anlam veremedigi bu durumu doktora anlamis, ama ameliyat kolay degil,
bir aydan geçer demisti doktor. Aylar geçmisti ama hala ayniydi durum.
Çiçeklerinin yanina gitti. Hergün onlarla saatlerce dertlesiyor, zaman zaman agliyordu onlarla..
En çokta kan kirmizisi gülünü seviyordu. Çünkü kirmizi gülün onun için yeri apayri idi.
Oda genç kizla beraber gülüyor, onunla beraber agliyordu.
Onu sevdigi gibi görüyordu genç kiz. Ve gülünü sevdigini ilk gördügünde ona hediye edecegine
dair yemin etmisti. Baska türlü paylasamazdi gülünü kimseyle...
Kapi çaldi aniden. Kapiyi açti ama kimse yoktu. Gözü yerdeki beyaz zarfa ilisti.
Yavasça egilip zarfi yerden aldi. Birden kalbi deli gibi atmaya basladi.
Ne oldugunu anlayamiyordu. Zarfin üzerinde ne bir isim, ne bir adres vardi. Zarfi açti,
içinden beyaz bir kagida yazilmis bir mektup çikti.
Kalbi daha hizli atmaya basladi. Onun kokusu vardi kagitta. Evet, onun kokusu vardi.
Yilar yili özlemini çektigi, yaninda olabilmek için canini bile verebilecegi sevdiginin kokusu vardi mektupta..
Basi dönmeye basladi. Koltuguna geçip oturdu yavasça.. .Kagidi açti.
Ve elleri titreyerek okumaya basladi.
' Sevgilim, senden ayrildiktan sonra, bir kalbe 2 sevginin sigmayacagini bildigimden dolayi,
ne bir kimseyi sevebildim, nede kimseye bakabildim...
Her günüm digerinden daha zor geçti, çünkü her gün özlemin dahada artiyordu..
Sana kitaplari dolduracak kadar siirler yazdim. Her biri digerinden dahada hüzünlüydü.
Yazdim, okudum, agladim... Hergün yazdim, her gün okudum, senelerce agladim...
Her gece seni düsündüm sabahlara kadar, her gece senin yaninda olmayi istedim.
Ve her gece sensizlige lanet ettim, uykulari haram ettim kendime,
sensiz olmanin acisini gözlerimden çikardim...
Ve bir gün herseyi degistirecek bir firsat çikti önüme.
Bunu firsati degerlendirmeyip, kendime haksizlik edemezdim... Ve degerlendirdim...
Senden çok uzaklara gittim, belki seni unuturum diye.. Ama tam tersi oldu.
Seni daha çok özlüyorum artik... Senden çok uzaklardayim belki,
ama yinede seni görmek için uzaklardan gelebiliyorum. Hemde her gece...
Seni seviyor, seyrediyor ve egilip sen uyurken yanagina bir öpücük konduruyorum..
Bazen gözlerini açip bakiyorsun, geldigimi bildigimi saniyorum ama yine o tatli uykuna geri dönüyorsun.
Yarin birbirimizi sevmemizin 6. senesi...
Hep ben geldim simdiye kadar senin yanina, yarinda sen gel olur mu sevgilim..
Ha, unutmadan, sana hep sözünü ettigim, kalbime iyi bak olur mu ?
Çünkü gözyaslarimla, adini yazdim ona...
Seni senden bile çok seven bir sevgi var kalbinin içinde...
Unutma, kirmizi gülüde unutma olur mu ??...
Seni Seviyorum, Yanima Gelinceye Kadarda Sevecegim...
Sevgilin.... ,
ALINTIDIR
RUHUMUN GARDİYANI
Seni seviyorum…
Geçmişe perde çekip geleceğimi önüne serecek kadar çok,
Bir yağmurda dışarı çıktığında tutamadığın yağmur damlaları kadar çok..
Vurgun yiyen bir damlalık altında kalemi olmayan bir şairim. Yağmur yazıyor şiirimizi, o büyütecek sevgimizi ve bir gün o birleştirecek bizi
İçimde bişe yanıyor dikkatlice bak tam sol taraftaki sokağın en gizli bahçesinde her melodi tılsımında biraz daha yanıyor ama içimdeki ormanları yakıp nefesimden etmiyor beni nefesime nefes ekleyip bölünmez bir bütün yapıyor ikimizi
Elim mısralara dokunan bi zehirdi sensiz.. Gelişinle açıldı şairane bahçelerde sevgiliye yazılacak satırlar… Hoş geldin Ey Sevgilim!
En derin düşlere daldır beni.. yıldızlarn arka sokağına bulutların gözyaşlarına sakla beni. Kimse açmasın üstümü senden başkası olmasın yalnız dünyamda.. aşkın aşk kokan aşklarından yap beni.
Karanlık gece derler ya hep geceyi senin aksinle aydınlatmak, gündüzler aydınlık derler ya sana ulaşamayınca karanlığına gömülmek.. işte aşk bu olsa gerek!
Bursa’nın beyazı, Adana’nın turuncusu, aşkın kırmızısı hep yanı başımda dursun. Antakya’yı sevmemin sebebi olan sevgili hep yüreğimde olsun..
Sen benim ulaşılmazımsın, gülerken ağladığım yakınken uzağım yağmurlu havada güneşim bulutların içinde ince bir yağmur damlasısın. Yağ üzerime çisil çisil.. Sevginle ıslat beni…
Sen derin mısralar bilir misin? İçinde resmin gizli olduğu.. yada resimler bilir misin bakıp şiirler yazdıran.. Peki, sevgiler bilir misin mesafeleri afacan bi çocuk, aksilikleri bi kaşıntı belleyen… bizimkide aynı cinsten işte.. ben hep ressam hep şair hep aşık olmak istiyorum..
Yüreğimin ta kenarında uçurumun ucunda düzlüklerin koynundasın. Tezatların içinde içimi acıtanlarla kavga halindesin. Kalbimin, hayatımın gizli hâkimisin. Cezamda senden olsun. Sevgimde… eğer bir gün unutup ölürse benliğimi, unutmayacağım tek yürek sen olasın..
Seni bi gece yarısı sevdim saat tam 2’ye gülüyordu. Ve yüz çevirmişti senin sevgin sanki. Ve içime giriyor korkutuyordu beni sensizlik. Korkuyorum aşkım bırakma beni istesen de unutamam seni..
Karanlığa hâkim değiliz, karanlığın elinde bir müsvetteyiz, yıpratılıp körelmeyi bekleyen. Her geçen gece bizi köreltiyor. Hadi tut mısralarımdan, gece köreltmesin sevgimizi, tüketen biz olalım geceyi..
Sen rüzgarın sesisin sen yağmurun damlasısın sen yangınımın kıvılcımısın bılıorum içerimde sızlayan bı yerın huzunlu dalgasısın taa uzaklarda. Gönul sarayımın prensesı ruhumun gardıyanısın bundan sonra.
MUTLULUĞU ARAMAK
500 kişi bir seminerdeydi. Birden konuşmacı durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. Herkese bir balon vererek başladı. Herkes gazlı kalemle balonuna adını yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı.
Katılımcılar odaya alındı ve 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli gibi kendi adını aramaya başladı, insanlar çarpıştılar, bir birlerini ittirdiler, tamamen bir kaos ortamı oluştu.
5 dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı.
Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söyledi. Bir kaç dakika içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu.
Konuşmacı dedi ki: "Yaşamımızda bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. Ve insanların yaşam amacı da budur...mutluluğun peşinden gitmek."
| |